11 Kasım 2015 Çarşamba
ZARAGOZA GEZİMİZ
Madrid’e giderken tur firmasının zorunlu olarak götürdüğü Zaragoza şehrine gittik.Bunun için tura ekstra 20.00 €/kişi ödedik.En büyük manastır olan “Santa Pilar” ,Katedral ve
Büyük Meydan’ı
.Meydandaki cafelerin bazılarının hem çalışanları hem sahipleri Türk.Ayrıca dilencisi bol bir şehir.Dilencilerin çoğu Türkçe konuşunca önce şaşırıyoruz Sonra öğrendiğimize göre çoğu Romen vatandaşı imiş. 6 saatlik bir yolculukdan sonra Madrid’e varıyoruz.
9 Kasım 2015 Pazartesi
SİCİLYA GEZİMİZ
05.10.2015 sabah 06.55 THY ile Catania'ya 1 saat 50 dk. uçtuktan sonra ulaştık. Valizimiz olmadığı için hemen BUDGET'ten kiraladığımız arabayı almaya gittik. Yepyeni 2015 model lacivert bir Opel’imiz oldu. 3 gün 3saat 40 dk. için baştan kredi kartından 407.65 € ödeme yaptık. Araba tesliminde bizden sadece 314.56 € alıp gerisini iade ettiler. Baştan söylemeliyim ki neden bilmiyorum ama arabayı cok pahalı kiraladık. Bizden 15 gün önce giden arkadaşım 5 gün icin 250€ verdi. Navigasyonunu Türkçe’ye ayarlattık. Havaalanındaki turizm info'dan ve Budget'ten haritalar aldık.
BARCELONA GEZİMİZ
Biz Barcelona’ya tur ile gittik fakat turun hiçbir gezisine katılmadık ve her yeri
kendimiz gezdik. Bazı yerlerde de turdaki arkadaşlarla karşılaştık; onlar bizi
görünce çok şaşırdılar, çünkü biz hem onların tur ile gezdiği yerleri gezdik,
ekstradan bir sürü yere de gittik. Üstelik tura katılanlar tur otobüsü ile
gezerken biz ailecek her türlü toplu taşıma aracını kullandık ve gezimizden çok
keyif aldık. Eğer bizim gibi tur ile giderseniz vize işlemlerinizi kendiniz
halledin çünkü vize ücretinin yaklaşık %50si oranında işlem parası alıyor tur
şirketleri. Zaten vize için gerekli tüm evrakları toplamak sizin
sorumluluğunuzda, sadece randevuyu alan tur şirketi oluyor, sırf bu yüzden o
farkı ödemek zorunda kaldığımıza biz çok üzüldük.
Barcelona
bizim cennet İstanbul’umuz gibi deniz kenarına kurulmuş bir şehir.
En ünlü
caddeleri “La Rambla”. Bu cadde “Port Vell” ile “Plaça de Catalunya” arasında
yer alıyor, emin olun her gün bu caddeyi gece veya gündüz ziyaret edeceksiniz.
Caddenin hemen yukarı ucunda bir çeşme var, bu çeşmeden su içenlerin tekrar
Barcelona’ya geleceklerine inanılıyor. Suyun tadı bizim damak tadımıza pek
uygun olmasa da tabii ki biz de bu sudan içtik. Caddenin sağından aşağıya doğru
inerken “Flamenko Şov” göreceksiniz. Eğer Barcelona’da şova gidecekseniz ben
size yazının devamında başka bir yer önereceğim. Sağdan yürümeye devam edince
“Mercat de la Boqueria” adında her çeşit tropikal meyvelerin sularının ve çok
çeşitli deniz mahsullerinin satıldığı bir hale (pazara) giriyorsunuz.
Tropikal meyve sularının fiyatı 1.00 – 1.50 € arasında ve herkese tatmasını öneriyorum. “Tapas” adını verdikleri, bize göre kanepeye benzeyen, değişik deniz ürünlerini içeren yiyecekleri 2.00 – 5.00 € arasında alabilirsiniz. Biz kızım ile birçoğunun tadına baktık, çok methettikleri domatesli tapas’larının şahsen ben pek beğenmedim. Yolun yine sağında Carrefoursa var. Biz onların meşhur zeytinyağlarını ve balık konservelerini buradan aldık. Aynı zamanda su fiyatları dışarıda en ucuz 1.00 € dan başlarken, Carrefour’da 1 litre suyu 0.80 € ya bulabiliyorsunuz.
Barcelona’da
alacağınız 3 günlük limitsiz ulaşım bileti (ki bu bilet 20.50€ ve hemen hemen
her metro girişinde yer alan elektronik makinalardan alınıyor) size hem maddi
açıdan hem de hızlı ulaşım açısından çok faydalı olacak. Bu bilet her ne kadar
sınırsız olsa bile her kişi ayrı bilet almak zorunda, yani tek bir biletle aynı
turnikeden art arda geçiş yapamıyorsunuz. Bilet alırken bir de metro haritası
alabilirsiniz. Bu harita diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hem kolaylık sağlayacak
hem de anlaşılması çok kolay, hatta ben 11 yaşındaki oğluma bile harita okumayı
böylece öğretiyorum. (Ayrıca AppStore’da Barcelona metro diye arattığınız zaman
bulacağınız uygulama da tüm metro hatlarını gösteriyor ve internet olmasa bile
rota verdiğiniz zaman size aktarmalar dahil yol gösteriyor.)
“La Rambla”
caddesinden denize doğru yürüyünce “Colombus Heykeli”ni görüyorsunuz. Bu heykel
1942’de Colomb’un Amerika’dan Barcelona’ya dönüşünde onu karşılamak için
yapılmış. Sahilde güzel bir marina var ve ilk AVM’ler de bu bölgedeymiş.
“Colombus
Heykeli”nden 1.5km kuzeye doğru gidince “Picasso Müzesi”ni göreceksiniz.
Picasso’nun eşi tarafından açılan bir müze ama içeride asıl ünlü resimleri
bulunmuyor. Biz dışarıda yaklaşık 20dk sıra bekledikten sonra 1 saatlik süre
içinde gezip çıkarsan ücret ödenmeyen biletlerden alıp alt katı gezdik. Fakat
burada sadece hediye mağazası var ve çok da çekici değildi. “Picasso
Müzesi”nden 400m yukarıda “Museu de la Xocolota” yani Çikolata Müzesi var.
Burayı gezmeyi oğlum için istemiştim ancak kapalıydı. Ama bizim İstanbul’umuzda
da Pelit Pastanelerinin Esenyurt fabrikasında Pazar günleri gezilebilen
muhteşem bir çikolata müzesi var. Burada da doğru hatırlıyorsam yirminin
üzerinde mimar-mühendis ve bizzat pastane sahibi el emeği göz nurunu döküyor.
Eğer bu müzeye gelirseniz en üst kata çıkartmalarını da rica edin, akustiği ve
tavandaki muhteşem resimleriyle harikulade büyük bir toplantı masasıyla
karşılaşacaksınız. Emin olun sıradan bir yer değil müze iki katlıdır ve iki
katı da gezmenizi tavsiye ederim.
Barcelona’ya
geri dönecek olursak: “La Ramble”nin sonunda “Denizcilik Müzesi” ve “L’Aquarium”
(akvaryum) var. 450 türden 11000 canlı çeşidi bulunduruyor. Avrupa’nın en büyük
akvaryumlarından biri ve girişi 20.00€, aile paketi 72.00€ (09.00-21.00). Biz
daha önce benzerlerini gezdiğimiz için girmedik. Tarihe merakı olanlar için “Tarih
Müzesi” de burada. “Port Vell” ise bir zamanlar tren yolu depoları ve ambar
imiş.
“Plaça
d’Espanya”, bu meydanda İspanya’nın üç büyük nehrini temsil eden anıt var. İsteyenler
“Museu Nacional d’Art de Catalunya” ve “Barcelona Katedrali”ni gezebilir.
Bence
“Endülüs Arenası” da görülmeye değer. Bizim gezmediğimiz ama Unesco’nun koruma
altına aldığı “Hospital de la Santa Pau” da gezilebilir.
Barcelona’ya
Gaudi’nin şehri diyorlar. Gezdikçe bütün önemli eserlerin ona ait olduğunu
göreceksiniz. Bunlardan biri de “La Sagrada Familia Bazilikası”. Bazilika
toplanma yeri, kilise demekmiş. 1882’de Gaudi yapmaya başlamış ve 1926 da
ölünce günümüze dek yarım kalmış. Özellikle tamamlanmadığı da söyleniyor. Bazilika’ya
bakarken yanınızda bir dürbün olursa üzerindeki figürleri daha güzel inceleme
şansınız olur. Figürlerin hikayelerini rehber tek tek anlatmıştı ama şu an
hiçbirini hatırlamıyorum. Giriş:14.00 €, kuleler dahil:19.00 €
“Casa Mila”;
Gaudi (1906-1970) politikacı
Mila ve ailesi için yapmış.
Sekiz katlı bir bina. İlk
katta halen Mila Ailesi oturuyor. Bodrumu ise otopark. Diğer katlar müze ve
girişi 19.00 €. Bu binanın en büyük özelliği köşede yer almasına rağmen binanın
hiçbir yeri köşeli değil.
Bu caddede taştan yapılmış banklar var.Bu bankların en önemli özelliği kışın altlarına ateş konulunca üzerine oturan insanlar
ısınabiliyor.
“Casa Batllo”; bunu da başka bir zengin aile için yapmış. Yorumlar her iki binanın içinin bir özelliği olmadığı şeklinde olduğu için biz gezmedik.
ısınabiliyor.
“Casa Batllo”; bunu da başka bir zengin aile için yapmış. Yorumlar her iki binanın içinin bir özelliği olmadığı şeklinde olduğu için biz gezmedik.
“Park Güell”; tur burası ve de “Sitgez” gezisi için tur firması 65.00 € istiyordu.
“Plaçe d’Catalonia”dan
24 no’lu otobüs ile 40dk sonra son durakta inip gidebilirsiniz. Gaudi
tarafından yapılmış ve 1923’de halka açılmış. 7.00 € girişi var. 08.00-21.30
saatlerinde açık. İçeride Gaudi’nin evi var. Evin girişi 6.00 € ama biz
girmedik. Biz kuzey girişinden girdik ve müthiş yeşilliklerden ve Gaudi’nin
özel tasarımlı bahçelerinden geçip evini dışarıdan gördük. Güney kapısından
çıktık, kapı müthiş ihtişamlıydı.
Perşembe-Pazar arasında bir gecenizi “Font Magica Montjuic Medanı”na ayırırsanız 21.00-22.30 arasındaki su ve ışık gösterisini izleyebilirsiniz. Burası “Plaça d’espanya Meydanı”na çok yakın.
“Noucamp
Stadyumu” (Yeni Stad), 100.000 kişilik Avrupa’nın en büyük, Dünyanın ise 11. En
büyük stadyumu. Tramway ile “Avinquada de Xile”de inince önü oluyor. 11.00-16.00
arası geziliyor 23.00 €/kişi. Oğlumun şansına Barcelona-Malaga maçını burada
canlı izledi.
Tur firması Denize
girmek için “Sitges”e götürüyordu. Burası Barcelona’dan 38 km uzakta bir
yer. En önemli özelliği ise Gaylerin bol olduğu bir yer.İsterseniz “Renfe” (tren) ile 30 dk veya “Catalanya”dan
taksi ile 60 € ya gidebilirsiniz.(Renfe
saatleri: www.renfe.com’dan öğrenebilirsiniz.)Biz denize
girmek için “Barceloneta Plajı”na gittik.
Şemsiye ve şezlong
kiralayabiliyorsunuz. Plajı kum fakat denizi çok minik çakıllı ve dalgalarıyla
bol bol eğlenme şansınız var. Denizde kimse açılmıyor. Sahilde halka açık
tuvaletler var üzerinizi burada değiştirebiliyorsunuz. Bay-bayan ayırımı yok. O
kadar kalabalık olmasına rağmen tuvaletler temizdi.
Turumuz 60 €
karşılığında “Andora”ya yani Barcelona’nın 180 km uzağında Kuzey Fransa ve
İspanya sınırında Pirene Dağları’nın zirvesinde bulunan küçük bir prensliğe
götürdü. Kış için güzel kayak merkezleri mevcut. Vergi sistemi olmadığı için
alışveriş etmek isteyenler git-gel 7 saat bu yola katlanıp 2 saat içinde
istediklerini aldılar. Biz İspanya’ya gezmeye geldiğimiz için alışverişe
ayrılmış bu güne gitmedik kayıp bir gün diye nitelendirdik. Ülke 485 km’lik bir
alana sahip. 60.000 kişi nüfusu var. Katalanca konuşuluyor. Bir yılda sadece 4
gün tatil yapıyorlar. Suç oranı sıfır. Yıllık gelirleri 46.000$.
Tur oradan
dönüşte de “Montserrat”a yani bir hac merkezine götürüyordu.
Biz ise
şehrin içinde “Tibidabo”ya gitmeyi tercih ettik. Catalonia’dan S1-2 trene binip “Peu del
Fenicular”da inince ister fünikülere isterseniz aynı yerden kalkan 111 no’lu otobüs ile tepeye çıkabilirsiniz. “Collserola” bölgesinde 512m yüksekte bulunan ve içinde “Porc d’Atraccions” adında bir lunapark var.
Bana göre en güzel yanı tabiata hiçbir zarar vermeden yeşillikler içinde hem manzara seyredip hem de adrenalin dolu anlar yaşayabiliyorsunuz. Giriş biletleri yaklaşık 12.00 € ve bu biletle giriş kategorisindeki istediğiniz 2 adet aletden yararlanabiliyorsunuz. Daha fazlasına binmek için ekstra bilet almanız gerekiyor.
“Torre de
Colserola” adında 288m uzunluğundaki iletişim kulesi de bu bölgede ve camlı
asansörle çıkış mümkün.
Ayrıca turların götürmediği harikulade bir yer olan “Mont Juic Kalesi” 1640’da Baurban
Hanedanı için yıldız şeklinde inşa edilmiş. Kalenin her tarafından Barcelona’yı
ve denizi seyretmek mümkün. Ulaşım için (Plaça d’Espanyol) için
- Teleferik ile tek yön 7.00€, gidiş
dönüş 9.80€
- 2 veya 3 nolu metro ile Parel-lel
durağında iniliyor
- Otobüs ile 13-23-150 gidilebiliyor.
Bu güzel
kaleyi gezdikten sonra “Mont Juic Köyü”ne gidebilirsiniz. Burada şehirdeki 17
özerk cumhuriyetin yaşadığı ev tipleri sergileniyor. Evlerin hepsi birbirinden
güzel ve üstlerinde hangi dönem ve bölgeye ait olduğunu anlatan yazılar da var,
hangisinin resmini çekeceğinizi şaşırıyorsunuz. Aynı zamanda içlerinde hem
tadım yapma hem de alışveriş etme şansınız da var.
Size “Flamenko
Şov” için önereceğim yer de burada (TABLAO DE CARMEN). Biz gitmeden önce biletlerimizi internet
aracılığıyla aldığımız için yer bulmakta sıkıntı çekmedik. Rezervasyonlu
olduğumuz için de normalde köyü gezmek için bilet alıp para ödemek gerekirken,
biz rezervasyonumuzu gösterip ücretsiz giriş yapabildik. Şovu “Tableo de
Carmen” de seyrettik. Seans saatleri 19.00 -20.00 ve 21.30-22.30. İsterseniz “Sangria”
içip 41.00€ veya Tapaslar eşliğinde sangrialı mönüye 52.00€ ödeyebilirsiniz.
Biz 2. mönüyü tercih ettik ve çok memnun kaldık.
Ebru’dan
tavsiyeler:
·
İspanyaya
gelmişken “sangria”, “limonçello”, “Cava” şarabı, “gaspachio” çorbası, “paella”, “tortilla” (patatesli omlet), “churro” tatlısı yemeden içmeden gitmek olmaz.
·
Özellikle
paranıza sahip çıkmanız lazım, hırsızlık hat safhada.
·
Yanınızda
pasaport taşımanıza gerek yok, polisin size pasaport sormak gibi bir hakkı yokmuş. İlk sayfaların fotokopisini taşımanız yeterli.
· Alacağınız
ulaşım biletlerini asla kıvırmadan, yırtmadan saklayın ve yolculuğun sonuna (hatta çok günlük biletse günü bitene kadar) asla atmayın. Görevliler tüm Avrupa’da
olduğu
gibi herhangi bir anda gelip biletinizi denetleme hakkına sahip ve
cezası da 100.00€ .
·
Restorana
gittiğinizde hesabı siparişinizi verirken isteyin, çünkü hesap çok geç geliyor.
·
Dondurmalar
top başına 2.50-3.50 € civarında ama bana pek hitap etmedi.
·
Güneş
bizim gittiğimiz aylarda geç battığı için biz geç saatlere kadar rahat rahat
günü değerlendirme şansı bulduk.
Bir başka gezi yazımda buluşmak üzere.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)