Her şey 24 şubat akşamı başladı.
6 Nisan 2019
Karavan ile seyahat etmek hepimizin hoşuna gittiği için 3-11 Haziran 2019 tarihleri için tekrar program yaptık. DRM firmasından memnun kaldığımız için aynı yerle bağlantı yaptık fakat bu sefer 8 gün için kiraladık. İlk ve son son gün çok randımanlı geçmediği için süreyi uzun tuttuk. İlk gün uçuşumuz çok rötarlı oldu ve Münih Havaalanında da sadece gümrükte iki kişi çalıştığı için çok fazla zaman kaybımız oldu. Havaalanından karavan için giderken arka bagajlarımız bu şekilde idi.
Geçen sefer olduğu gibi grubumuzun erkekleri karavan kullanımı ile gerekli bilgileri aldılar.
Karavanımızın kalorifer,su,elektrik ve akü panosu hemen giriş merdiveninin üstünde yer alıyor.
3 haziran Münih'de kaldık.
4 haziran
İsar Nehri kıyısındayız.Kamp yerlerinin hepsinin suyu içiliyor. Duşlar 0.50 € ve 5 dakikalık.
Grubumuz son derece sportif olduğu için hemen keşif noktalarına doğru yola çıkıldı. Isarhorn Camping'e daha önce de geldiğimiz için bildiğimiz bir bölge idi.
Çok heyecanlı tavla duelloları yaşandı.
5 haziran,Camping yerlerine giderken çok güzel manzaralar ve ev modelleri gördük.
Almanya'dan Avusturya'ya geçerken kalacağınız süreye göre bandrol alıp cama yapıştırıyorsunuz. Biz 10 gün için 10 € verdik. Eğer bandrolu cama yapıştırmazsanız veya almazsanız cezası var. Bandrolu benzincilerden de alabilirsiniz. Yolda sizi geçerken polisler dürbün ile izliyormuş.
Kamp yerine ulaşana kadar böyle güzel manzaralara bakmaya doyamadık.
Ördeklerin her daim yanımıza gelebiliyordu.
Resimler o kadar çoktu ki eleyebilmem çok zor oldu ve bu kadar tabiat güzelliğini herkes görmeli diye düşündüm.
Gittiğimiz birçok kamp yerinde dağlarda karlar vardı. Dolayısı ile mavinin, yeşilin kahverenginin ve beyazın birarada olduğu mükemmel tablolar ile karşılaştık.
Kamp yerimize yerleşince hemen turnuvalar başlıyordu.
Kamp yerimizden manzaramız insanın ruhunu dinlendiriyordu.
Sabah 07.00-07.30 da yürüyüş turlarımız başlıyor ve 90-120 dk. arası sürüyordu.
Kar suları ciddi bir toprak kaymasına sebep olmuş, buna benzer birçok örnek gördük.
Her duyduğumuz su sesinin başlangıç noktasını bulmak için epeyce zorlu yolları aştık. Her seferinde de buna değdiğini gördük.
Gece keyfimiz
Gece manzaralarımız
Bu sefer çok lükstü saunamız bile vardı.
11.30 gibi tekrar yeni kamp yerimiz için yola düştük.
6 haziran
Rakım 928 m ve bölgenin en büyük gölü olduğu için buradan elektrik üretiliyormuş. Kasım-mart su seviyesi 5 m 'ye kadar düşüyormuş.
Bu dağlarda da kar sularının kendilerine açtığı yolu net bir şekilde görebiliyoruz.
Leylak görünümlü fakat mis gibi sümbül kokusuna sahip çok güzel bir çiçekti.
Buraya gelip yerleşince hemen kötü bir yağmura yakalandık ve mecburen kısa bir süre de olsa karavana sığınmak zorunda kaldık.
Yağmur sonrası kuru ağaç parçası bulmaya çıktık.Güldüğünüzü duyar gibiyim.
Azimle mangalımızı yaktık.
Her yerde olduğu gibi gene çocuklar düşünülmüştü.
Ortak kullanım alanları mükemmeldi.
Gece gökyüzü beni gene büyüledi.
7 haziran sabah yürüyüşümüz ile başladık.Dediğim gibi her su sesine doğru azimle gidiyoruz.
Sabah yürümüşümüzü, kahvaltımızı ve resimçekme işlemlerini tamamladıktan sonra yola çıktık.
Yola çıkınca klasik, kahvemizi içmeye başlıyoruz.
Yolda konvoy olarak gidişimiz gerçekten çok güzel gözüküyor.
Yollardaki yeşillikler ve evler her yerde hepimizi büyülüyor.
Tipik bir köy ortamı,güncel hayatta görme şansımız olmayan hayvanlarla içiçeyiz.
Kampımızın uzaktan görünüşü
Gölün suyu her zamanki gibi çok soğuk olmasına rağmen bizimkiler dahil birçok kişi suya giriyordu. Saat 18.42 olmasına rağmen güneşlenenlerde epeyce fazlaydı.
Abla kardeşin beraber top ile oynaması
Patates bira keyfi bir başka oluyor.
Çocuklar gene unutulmamış ve hatta fazlasıyla düşünülmüştü.
Hayran olduğumuz bir karavanın resmini çaktırmadan çekmeye çalışırken yardımsever bir turist jest yapıp hepimizin resmini çekmek istedi.
8 haziran günü her mevsimiyle ayrı bir masal şehri olan HALLSTATT' a geldik.
Beni evler her zamanki gibi büyüledi.
Mağazanın içinde doğal göl vardı.
Yerel kıyafetler beni her zaman etkiler,gerçekten hepsi birbirinden güzel.
Yerel tatlılarını yedik ama ben çok beğenmedim, kreması çok fazla idi.
Burada kafatası ve kemik müzesi var. İnanılmayacak bir şey oldu ve Türkçe broşür verdiler.
Kilisenin içi çok sadeydi.
Evlerin çatıları hep tahtadan yapılmıştı ve çok sağlam gözüküyordu. Üstelik oldukça ağır kış geçiren bir yer.
Teleferik ile tepeye kiliseye ve tuz mağarasına çıkılıyor. Sadece tepeye çıkacaksanız 14.00 €,mağarayı da gezecekseniz 15.50 €,çocuk ise 8.50 €
Teleferik sırası bekliyoruz
Teleferikten çekilen manzaralar
Tepede aynalı camda kendimizi çekiyoruz
İçerisi 8 derece olduğu için özel hazırlanmış bu kıyafetleri giymek zorundasınız.
Etrafta yürürken tuz oluşumlarını görebiliyorsunuz. Zaten tuzların nasıl oluştuğuna dair slayt gösterisi ile bilgi veriyorlar.
Bu merdivenler dünyanın ilk merdivenleri imiş.
Bence en zevkli yanı herkesin iki ayrı sefer bu şekilde kayarak aşağı tarafa geçmesiydi. Bu sırada sizin hızınızı da gösteren resminiz çekiliyor ve çıkışta 5 € karşılığında alabiliyorsunuz.
Çıkışımız ise bu tuz vagonlarının içinde oldu.
Müzeyi gezmek 2 saate yakın sürüyor.
Gençlerimiz tabiki gölün sefasını tam çıkardı.
Gölün kenarında yemek yemek oldukça keyifli idi.
Sabah yürüyüşümüz mükemmeldi. Tam 150 dak sürdü ve önce tırmandık sonra indik.
Üzeri yosun ve mantarlarla dolu idi
Hep beraber bu rotayı izlemeye ve yolun üzerindeki güzellikleri görüp şelaleye ulaşmaya karar verdiğimizde yolun bu kadar zorlu olabileceğini tabi tahmin etmemiştik.
Bu kaya parçasını gorilin kafasına benzettik.
Bu suya ayaklarımızı soktuk ama inanın his kaybı yaşadık.
Yürüyüş yollarında aralıklarla suyun akması için bu şekilde kanallar yapmışlar.
Hallstatt'da tünelleri etrafı görebilmek için pencereli yapmışlar.
9 haziran günü onlar için ekstra bir tatil olması sebebiyle kendimize kamp alanlarında yer bulamadık.
Göle çok yakın bir yerde yakalanırsak ceza yemeyi göze alarak konaklamaya karar verdik. Akşamın ilerleyen saatlerinde bize eşlik edenlerin sayısı arttı.
Belki de biz büyüklerin çocukluğuna geri döndüğü bir konaklama yeri oldu. Çocuklarımızın istop bilmediğini gördük.
10 haziran Chiemsee Camping'e geldik.
Restaurantta balık yeme şansınız var
Geri dönüşüm her yerde çok önemli her atık için ayrı toplama conteynerleri mevcut. Ayrıca pet ve teneke şişelerinizi de marketlerdeki geri dönüşüme atıp onların yerine alışveriş fişi alabilirsiniz.
Sahilde manzara o kadar güzel ki anlatamam, arkanız orman ve siz kumun üstünde ağaçların altında tatil yapıyorsunuz.
Burada da çok güzel çocuklar için aktiviteler düşünülmüştü.
Her karavanın park alanında şahsına ait musluk mevcuttu.
Yağmur ani bastırınca sanki bizim için özel yapılmış olan bu yer ideal bir sofra ortamı oluşturdu. Soframız son gece olması sebebiyle her zamankinden çok daha zengindi çünkü elimizdekileri bitirmeye çalışıyorduk. Aslı'nın önerdiği tereyağlı ekmek, Kemal'in dolaptaki etleri ve zengin salata çeşitlerimizi şarap eşliğinde nostaljik şarkılarla taçlandırdık.
11 haziran yani karavan teslim günümüzde (10.00-10.30 zorunlu saat ) Münih'te Olimpiyat Parkı ve Devlete ait yurtların olduğu bölgeyi gezdik çünkü Aslı'mız burada kalıyordu ve elimizdeki valizlerle de çok fazla şansımız yoktu.
Diğer karavan modellerinden de sizlere göstermek istiyorum.
Öğrenci evleri rengarenk
Yurtta kalanlar duvarları istedikleri gibi boyuyorlarmış.
Olimpiyat döneminde kalanların isimleri alfabetik olarak her bloğun başında yazıyor.
Meraklısına BMW müzesi
Biraz da karnımızı doyuralım
Münih'te havaalanına gitmek için taksiyi beklerkenki halimiz ve bizi iki yıl önceki taksimiz geldi aldı. İnanılmayacak şey mangalımızdan tanıdı.
Oğuz son dakika kendini bulduğu her yere attı.
Güzel bir tatil daha bitti
882 km'lik mükemmel bir doğa tatili yaptık. Ciğerlerimizdeki oksijen seviyemiz % 100'lere ulaştı. Her yerdeki suyu gönül rahatlığıyla içebilirsiniz. Kamp yerlerini genel olarak 11.30-12.00 gibi terk etmeniz gerekiyor. Gece kamp yerlerinde genelde 22.00 ' den sonra insanlar yatıyor ve sabah erken kalkıyor. Karavan teslim saati de 10.00-10.30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder