menu

10 Temmuz 2016 Pazar

İĞNEADA

30 Haziran 2016 cuma akşamı Edirne 'den ikibuçuk saatlik bir yolculukla İğneada 'ya geldik. İstanbul 'dan da yol hemen hemen o kadar sürüyor. Ben çocukluğumdan beri belli aralıklarla buraya gelmişimdir fakat hiç bu kadar çok gezip bu kadar çok aktivite yapmamıştım. Yıllardır hep aynı motelde kalırız. Motelin önü hemen kum ve denizdir. Tabi 40 yıl içinde burası da biraz kendini yeniledi. Ayrıca değişik imkanlara sahip pansiyon bulma imkanınızda mevcut. Yollar ise eskiye oranla çok güzelleşti. Etrafınız hep yeşilliktir , resmen oksijen çarpması yaşayabilirsiniz.Nufüsü 2700 kişidir.
Cumhuriyet döneminden önce  Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan istilasına uğrayan İğneada; Midye-Enez hattının çizilmesiyle Yunanistan ' a kalmışken Edirne 'nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan anlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımızda kalmış. Cumhuriyet döneminde 1971 yılına kadar nahiye olarak yönetilen kasaba , bu tarihten sonra belediye olmuş. İğneada 'nın fethini yöneten komutanın adı İne Bey' miş. Buraya onun adı verilmiş ve zaman içinde İğneada olmuş


İlk durak olarak Limanköy ' e gittik ve buradaki Fransız Fenerini ve tabiki mükemmel manzarayı seyrettik.






Yoldan geri dönüyoruz ve Beğendik Köyüne gidiyoruz. Eski adı Ayastafanos (Kutsal Rahip ) imiş.Kenan Evren yıllar önce buraya geldiğinde kerpiçten evleri görünce ' Bulgaristan ' a komşu bir yerin çok daha modern olması lazım bunları yıkın ve modernleştirin iki yıl sonra geleceğim ' demiş.Daha sonra geldiğinde köyü ziyarete geldiğinde beğenip beğenmediğini sormuşlar. Cevap : 'Beğendik ' olunca köyün adı bu şekilde değişmiş. Son derece güzel ve el değmemiş bir sahili var ve hemen Bulgaristan ' ı görüyorsunuz.






Geri dönüp Sislioba Köyü ' ne gidiyoruz. Yollar stabil değil ama rahatsız etmiyor. Bu köyün eski adı Plaça yani damlayan gözyaşı anlamına geliyormuş. Nüfus 110 kişi. Üç öğrencisi başka köye gidip geliyormuş. Yolun her tarafı ağaçlık ve sonunda tekrar 14 km sonra İğneada ' ya tersten giriş yapıyorsunuz. Burada Ceneviz Kalesi ' ni de görebilirsiniz. Ayrıca yolda Palivor Çifliğinden alışveriş de edilebiliyormuş ama biz gitmedik.






 Longoz Ormanları ( Su Basar ) ,Karadeniz sahili boyunca Istranca Dağları' ndan Karadeniz ' e doğru akan dereler Karadeniz ' e ulaşamadan göllerde ve bu göllere ulaşamadan bataklıklarda son bulur. Önlerindeki kumul sebebiyle denizle olan irtibatları kesilen göl ve bataklıklar , ilkbaharla  gelen su miktarının artması ile şişerek geriye doğru taşar ve düz araziyi kaplar. Bu taşkın sahalar longoz adıyla anılır. Longoz ormanlarını iki türlü gezebilirsiniz:yürüyerek veya atv ile. Bu geziler için en uygun zaman yaz ayları. Sular çekilmiş olduğu için gezme şansı tanıyor. Bir de sinekler çok önemli biz en mükemmel zamanda gezmişiz çünkü 15 gün sonra sinekler başlıyormuş. Biz genede muşamba türü bir pantolon giydik çünkü etraftan ve tekerlekten çamur sıçrıyor. 60-75 dakika arasında değişen bir tur için iki kişi 120 tl ödedik.










                                                         Cengiz Açıkgöz   0530 495 64 34















İğneada Longozu,mevsimsel subasar ormanları,bataklıkları, tatlı su gölleri ve kıyı kumullarını birarada bulunduran nadir ekosistemlerden biridir. Alanda zengin sucul bitki örtüsüne sahip beş göl bulunur. Büyüklük sırasıyla : Mert Gölü , Erikli Gölü , Hamam Gölü , Pedina Gölü , Saka Gölü

Mert Gölü ' nde kişi başı 25 tl olmak üzere 266 ha alanda ki bunun bir kısmı orman içinde olmak üzere 1.5- 2 saatlik çok güzel bir kano turu yapabiliyorsunuz. Biz sıcaktan etkilenmemek için sabah sekizi seçtik. Ne kadar dikkat ederseniz edin belden aşağınız sırılsıklam oluyor yani mayo ile gitmenizi tavsiye ederiz. Bu süre içinde hem kürek çekiyor hem de manzara karşısında büyüleniyorsunuz.












Sağa sola çok ani hareketler yapmadığınız sürece devrilme ihtimali yok. Zaten devrilmenizi hiç tavsiye etmem su 1-1.5 m fakat her taraf sazlıklarla dolu ve pek hoş bir görüntü olmaz.

Etrafımızda bir sürü şelale var fakat şelalere gitmek için sezon tersmiş yani suları azalmış.En ünlü şelaleri Merdiven ve Zindandere. Tanıştığımız rehber Ender Ceylan  ( 0530 733 68 55 ) özellikle şu sıralar Suriyelilerin o bölgede zor koşullarda dolaştığını ve her an tatsız bir olay olabileceği endişesiyle kimseyi götürmediğini söyledi. Bunlar yerel rehber oldukları için konuya çok hakimler.

İstanbul ' a dönüş yolunda Dupnisa Mağarası ' nı ikinci kez ziyaret ettik. Giriş : 6 tl
Mağaraya girmeden önce şal türü bir şey almanızı tavsiye ederim. Yukarı doğru çıktıkça ısınacaksınız ama başta iyi gelir.
Mağara çıkışında da yemek yiyebilirsiniz. Mağaraya ulaşmanız 40 dak. gibi bir süreç alacaktır ama muhakkak görmelisiniz.
Yolda da zaten güzel manzaralar mevcut.





                                                               











                            





Mağaranın tepesinde sizi harkulade bir orman bekliyor , biraz temiz hava alıp aynı yoldan dönüşe geçebilirsiniz. Mağarayı gezmek için en uygun zamanı,  mağara ile ilgili yazıyı okuyunca anlayacaksınız.










Yeni bir yerde buluşmak üzere tüm güzellikler sizinle olsun.






9 Temmuz 2016 Cumartesi

ŞİLE

05.07.2016 bu sefer de Şile ' ye gitmek için düştük yollara. Yolda çocuklar yorgunluklarını anneannelerinin şevkatli kucağında çıkardı. Buraya da uzun zamandır gelmemiştik.


Şile'ye ulaştığımızda Otelin tavsiyesiyle Mercan Köşk ' ün tepede yeni açılan et restaurantına gittik. Manzara , hizmet ve yemekler çok güzeldi









Gece belki de bayram olduğu için her yer cıvıl cıvıl ve geç saat olmasına rağmen oldukça hareketliydi.



Hemen limanda Ocaklı Ada üzerinde Şile 'nin sembolu olan kaleyi ,limanı ve iki ada parçacığı arasında kurulmuş teleferiği görüyorsunuz. Bu limanda Mercan Köşk ' ün balık bölümünü değerlendirebilirsiniz.







                                   Şile 'nin meşhur feneri de çok güzel bir yere konumlanmış.


Şile Feneri 'nin 600 m gerisinde Ağlayan Kayalar ' ı ve mavi bayraklı pilajını görebilirsiniz. Burası, kayalar arasından çıkan bir su kaynağı aslında. İsmini, akış biçiminin ağlayan bir insanın gözyaşlarına benzetilmesinden dolayı almış.











Saklı Göl , son yıllarda çok ziyeretçisi olmaya başlamış. Burada, evlenecek olanların resim çektirmesi için özel bir bölüm bile yapılmış. Gölün etrafında yeme-içme imkanı mevcut.Tabiat ve hayvanlar görülmeye değer.














Şehrin stresinden kurtulup güzel bir haftasonu geçirmek için bence çok güzel ve yakın bir yer, Denize girerken buranın Karadeniz olduğunu lütfen unutmayın. Bol dinlenceli bir tatil dileğiyle.