KİEV
Stalin döneminde tüm idari binalar birarada olmalı demiş. Büyük binalar Stalin döneminde yapılmış. Amaç,kominizmin gücünü göstermek imiş ve mimarları Rusyadan getirmiş.
Dineska Kilisesi, Kiev'in merkez kilisesi. Kiliseler Bizans stilinde inşa ediliyor.
Altın Kapı
Altınkapı, şehrin üç kapısı ayrı yönlere açılıp herbiri ayrı yöne gidermiş. 40 m yükseklikte 20 m genişlikte ve 1700 lü yıllarda yapılmış. Bu kapıdan girenler hiristiyanmış. Bu kapılara Moğollar saldırmış ve yerle bir edilmiş. 1982 yılında restore edilmiş.
Kiev'i hiristiyan yapan kişinin oğlunun heykeli
Şehir solda olduğu için heykel o tarafa bakıyor. Burada da Ayosofya var elindeki onu simgeliyor.
Şekil olarak gücü simgeleyen kartalı kullanıyorlar.
Taşın üzerindeki amblem özgürlüğü simgeliyor
Yılbaşı arifesi olduğu için her yer çok göz alıcı idi.
Sokaklarda değişik tadlarda sıcak şaraplar kaynıyor. Tadları bizim alışık olduğumuz gibi değil ama soğukta fena olmuyor.
Olga, ilk hiristiyan bayan kraliçe yanındakiler de Kiril alfabesini yaratan kişiler.
Ayasofya da tam kapının karşısında bulunuyor. Azize Sofya anlamına geliyor.Ayasofya'nın 12 tane kubbesi var.1680 yılında kilise barok stilinde yapılmış ve Unesco tarafından korunmaya alınmış. Müze olarak kullanılıyor ve dini bir şey olmuyor.
Kilisenin içi gerçekten muhteşemdi
Aziz Michael Altın Kubbeli Katedral, Bizans
mimari tarzı ile yapılmış. İç dekorunu Bizanslılar yapmış. Kubbesi, ilk altın kaplanan
kilise. Ortodoks kilisesi soğan başlı oluyor. İçi, Ukrayna tarzı barok süsleme.
1930 yılında zarar görmüş. 1999 yılında tamamen yenilenmiş. Barok süsleme
tarzındaki mavi renk kullanılmış.
Dışişleri bakanlığı binası,1936 yılında
Ruslar döneminde iki yılda yapılmış. Ruslar birbirine benzer bir sürü bina
yapmış. Amaçları Rusların gücünü göstermekmiş.2. Dünya savaşı başlayınca bu
binanın simetriğini yapamamışlar.
Burada anahtarlık, para, kolye gibi yaptırmak için istediğiniz modeli seçiyorsunuz ve dövme yöntemiyle şeklini çıkartıyorlar.
Bu heykel, yukarı mahalle ile aşağı mahalle arasındaki yürüyüş yolunda ve zamanında burada yaşamış bir adamın zengin bir kadın ile evlenebilmesi için yaptığı çabaları ifade ediyormuş. Dileklerinin gerçekleşmesini isteyenler adamın burnu ile kadının yüzük parmağını aynı anda elliyormuş.
Aşağı ve yukarı mahalleleri arasındaki bir kilise
Şehrin aşağısı ile yukarısını bağlayan teleferik. Yukarı kısımda zenginler,aşağıda fakirler otururmuş. İlk yapıldığında tahtadanmış.
Yokuşu teleferik yerine yürüyerek indiğinizde yol boyunca tezgah kurmuş satıcılar ve restaurantlarla karşılaşırsınız. Yürümesi oldukça zevkli bir yokuş.
Tacirlerin anlaşma yaptıkları bina, Borsa Binası
Dinyeper Nehri, Avrupa'nın 3. büyük nehri. Köprü ile adaya gidiliyor ve yazın burada denize giriyorlar.
Flarmoni orkestrasının binası
Dinamokievin stadı
Otelimiz Meydan denilen yerde Ukrayna Oteldi. Otel 380 odalı 4 yıldızlı fakat eski bir otel. Tam
merkezde ve eğlenceler burada oluyor.
Grubumuzdan bazı arkadaşlar Türk Mutfağını özlediği için burada yemek yedi ve beğendiler.
Otelden çıkıp dümdüz yürüdüğünüz zaman Globus denilen yeraltı çarşısına girebiliyorsunuz. Burada değişik mağazalar ve restaurantlar var. Ayrıca piyano dinletisi de yapabilirsiniz. Çarşının diğer ucundan çıktığınızda çok güzel ev yapımı çukulata satan bir dükkan var. Otelin önündeki caddeden sola doğru (sırtınızı otele vererek ) 10-15 dakika yürürseniz çok meşhur çukulata markaları ROSHEN 'in satış mağazası ile karşılaşırsınız.
Borch çorbası
Pampushky
Güzel bir ortamda geleneksel yemeklerini yedik ama bize pek hitap etmedi.
En derin metro burası imiş. İlk 1950 de 5 duraklı metro yapılmış. Rusların yaptığı en iyi şey metrolarmış.
1932-33 de 7 milyon insan açlıktan ölmüş onu simgeliyor. Çünkü Ruslar yiyecekleri alıyormuş.
2.dünya savaşında 42 milyon nufüsun 10 milyon insanı ölmüş.
PECHERSKAYA LARVA MANASTIRI
Larva ( manastır bölgesi) dünya mirasına girmiş. Bu kapıdan geçince günahların silindiğine inanılıyor. Buraya şehiriçinde şehir diyorlar.
İncilden alınmış eserler resmedilmiş. 18 yy a ait. Orjinal renk ve süslemelerle günümüze kadar gelmiş. Tahta üzerine varak işlenmiş.
Yaşlıların oturması için yapılmış.
Üst kısmı Rusya tarzı altı ise Ukrayna tarzıdır.Üst kısımda kule varsa Ukrayna tarzı.
En yüksek çan kulesi. 9 ton ağırlığında. 10 sene önce yana yattığını farketmişler. 200 basamak varmış. En alt kattan itibaren zorluklardan dolayı günahlarınızı düşünürmüşünüz.
Tuğlaların boyanmamasının sebebi inşaatın neyin üzerine yapıldığı gözüksün diye.
Yumurta yeni yıl yeni yaşam demek
En eski kalıntılardan kalma parçadır.
Bu kilise 10 yıl önce yapıldı. Bütün resimler aydınlık ve canlı renkli.
MİCRO MİNYATÜR MÜZESİ
Minyatür müzesinde dünyanın en küçük
kitabı, portresi, satranç, altın gemi, müzik notası,kelebek, balerin ayakkabısı
ve bunların hepsi mikron çapında şeylerin büyütülmesinden oluşmuş.
Bu müzeyi oluşturan kişi şu an 86 yaşında ve Antalya'da da bulunmuş.
Biraz da mola verip kahve içelim ve ortamın tadını çıkartalım istedik.
2.DÜNYA SAVAŞI MÜZESİ
Askeri müze 2. Dünya savaşını anlatmak için düzenlenmiş. 10 hektarlık alanda sergileniyor.
Afganistandaki savaştan kalma tanklar.
9 mayısda bunun içinde ateş yakılıp kutlama yapılırmış.
Kılıcın yüksekliği larvadaki kiliseleri geçiyor diye kısalttırmışlar.
SLAV ORTODOKS MANASTIRI
Lavra bölgesinde yerin altında olan bu manastırda resim çekmek yasak olduğu için görüntü yok.
Yeraltı kiliseleri Ruslar yasakladıkları
için devreye girmiş. Bu dini bölgeye hükümet müdahele edemezmiş. Papaz olmak
isteyen herkes eğitim alıp papaz olabilirmiş. Mağaranın içi eskiden yaşanılan
kocaman bir şehirmiş. Şu an çoğu mezar olarak kullanılıyor. Biz en üste yakın 7
m alta kadar ineceğiz. Hepsi elle kazılarak yapılmış. Mağaralar 11-12 yy a ait.
İçeride gerçek cesetler var. Erkekler soldan, bayanlar sağdan yürür. Kız
bekarsa saçı uzun olur. İbadet sırasında bozulmasın diye uzun etek
giydirirlermiş. İçerdeki cesetlerin elleri ilaçlanmış ve orijinal. Papazlar
ibadet sırasında çok az yemek yerlermiş o yüzden bütün rahip cesetleri ufak
tefek. Yıllarca hep yerin altında yaşamışlar, çünkü tanrının onlara ayrı bir güç
verdiğine inanıyorlarmış. Dışardan gelen papazlar içecek su ve yemek
getirirmiş. Papaz ölünce üç yıl özel bir suyun içinde bekletilir sadece elleri
dışarıda bırakılırmış. Üç yıl sonunda vücut suyunu tümüyle çekermiş ve orijinal olarak saklanırmış.
Yılbaşı için 12 yemek hazırlanırmış, en
önemli kutlamaları imiş. Yemeğe ilk baba başlarmış. Her yılın 7 ocağında evin
erkeği diğer evlere gidip kutlama yaparsa yılın iyi geçeceğine inanılırmış.
Evin içine buğday taneleri atıp bütün gün kalırmış , berekete inanılırmış.
Ertesi gün evin hanımı onları toplayıp bir avuç hayvanlara verirmiş.
Ortodoksların yılbaşısı 6 ocakmış.
BUZ MÜZESİ
Savaş Müzesi'nin girişinde Buz Müzesi var.
Bizi oldukça hayal kırıklığına uğratan bir müze oldu. İçeride gene alışveriş
yapabileceğiniz dükkanlar ve buz üstünde kaykay ile kaymanızı sağlayacak pistin
dışında dondurulmuş çiçekler var. Pistte kaymak isterseniz girişte biletinizi
almayı unutmayın ve tabi ki içerideki sırayı da gözönünde bulundurun
AÇIK HAVA MÜZESİ
Açık hava müzesi, ahşap köy evleri var. 5 ana ev Ukrayna ev tarzını simgeliyor. Ortodoks olmadan önce dinleri pagan imiş. Pagan doğadaki her şeye tapıyor. Genç kızlar fallarda gelecekleri hakkında söylenenlere inanırlarMIŞ. 6 ocak akşamı genç kızlar kek yapıyor ve yedisi sabahı yola çıkıyor ve ilk karşısına çıkan adama verip ismini alıyormuş. Bu inanış halen uygulanıyor. Bir erkeğe üç kız düşüyor.
Köyün tahta kilisesi. Burada kilise zaten varmış ve köyün oluşması bu kiliseyi ziyarete gelenlerle başlamış. Resimler tahta oymanın içinde, ıhlamur ağacı ve hayvan kemikleri kullanılabiliyor. Ortodokslarda kilise içinde müzik yoktur. Ayinde yaşlılar haricinde herkes ayaktadır.
Tepedeki delikden duman çıkarmış.
Dağ bölgesinde haberleşmek için kullandıkları müzik aleti.
(Enine yapışık duran ince uzun alet )
1888 yılına ait bir ev ve üstteki sazlıklar her sene değişiyor.Karpat dağlarından ağaç getirilmiş. Evin bacası olursa çok vergi verirmiş.
Anahtar evin deliğinde duruyormuş, hırsızlık hiç olmazmış.
Tahta ayakkabılar hafif ve ıhlamur, kavak ağacından yapılıyor.
Evin ekektriği buradan sağlanır. Ateşle yakılır. Bacadan duman çıkarmış. O bölge dağlık olduğu için 1960 lara kadar kullanılmış.
Dağlık bölge evi
Camın önündeki yağ çıkarmak için bir aletmiş.
Çanak çömlek yapılıyor
Demir dövülüyor
1823 yılına ait ev, şöminenin üstünde yatak var. Yatakların altında da saman bulunuyormuş.
Evin bacası olursa çok vergi verirmiş.
Peştameller kesinlikle kutsal ve her köyün işleme şekli farklı imiş. Evli bayanların muhakkak başı bağlanırmış.Astıkları peştamellerin kötülüklerden koruduğuna inanıyorlar. Sağdaki tahta parçası ile ütü yaparlarmış.
Oyma sanatları çok iyiymiş.
Erkekler belleri üşümesin diye kemer kullanırmış. Zenginleştikçe kemer
kalınlaşırmış.