menu

11 Ekim 2018 Perşembe

ELAZIĞ



                                                                          ELAZIĞ


ELAZIZ ( Araplar ) - ELAZIKH ( Ermeniler ) - ELAZIĞ


4-7 Ekim 2018 tarihleri arasında biraz gezmek biraz da özel bir amaçla Elazığ' a gittik. Grubumuz biraz boğazına düşkün bir grup olduğu için uyandık yemeğe oturduk, yatmadan önce sofradan kalktık. Arada da fırsat buldukça gezdik. Döndüğümüzde tamı tamına 2 kg almıştım. Bizleri güleryüzleri, tatlı dilleri ve mükemmel konukseverliğiyle ağarlayan Eyyüp Bey, Mehmet Bey ve Nurettin Bey başta olmak üzere eşlerine de her türlü desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim.




                                                                                   HARPUT





                                                                  Harput Kalesi ( Süt Kalesi )

Kale içindeki yerleşimin M.Ö. 8. yüzyılın başlarında Urartı Krallığı tarafından başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kale, Roma, Sasani ve Bizans dönemlerinde Ziata Castellum, Araplarda ise Hısn-ı Ziyad adı ile anılıyordu. M.S. 1085 yılında Türkmen reislerinden Çubuk Bey' in, 1115 yılında ise Artuklu emiri Belek Gazi' nin eline geçmiştir. 1516 yılında Osmanlıların eline geçer. Artuklu sarayı kalenin kuzey ucundadır. 17. yüzyılda kalede Osmanlı Mahallesi kurulmuştur. Mahalle halkı 1830 ve 1920 yılları arasında yeni kurulan Elazığ şehrine göç etmiştir.
2017 yılının mayıs ayında Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi' ne girebilmesi için çalışma başlatılmıştır.














Altıgen planlı olan ve dört cephesi olan burcun üzerinde, aslan ve fil kabartmaları ile yapım tarihini ve banisini  (kurucu ) belirten bir kitabe mevcuttur. Koruma amaçlı üzerleri cam ile kaplanmıştır.







                                                                           sarnıç ve zindan


Urartu Dönemi'nde kaya oyularak yapılmış olan sarnıç, 2009 yılında ortaya çıkarılmıştır.İlk yapıldığı zamanlarda su depolaması için kullanılan sarnıç, Ortaçağ' da zindana  dönüştürülmüştür.Üç yapım evresine sahiptir. 66 m uzunlukta ve 33 m derinlikte olup 112 basamakla inilir. Tarihi belgelere göre  , Harput' un Artuklu Bey' i Belek Gazi, 1123 yılında Kudüs Kralı 2. Boudouin ile çok sayıda kont ve şovalyeyi zincire vurarak buraya hapsetmiştir.









Meryem Ana Kilisesi ile aynı yol üzerinde


                                                



                                                



                                                





























Dünyadaki ilk kilise Antakya' da,ikinci kilise ise Harput' taki Meryem Ana Kilisesi' dir.


                                                                      SEYYİD BABA MANSUR





Seyyid Baba Mansur Hazretleri, ömrünün sonuna kadar Anadolu insanını irşad edip, İslam ahlakını öğretmek, manevi olarak yönelmelerini sağlamak, hafızlar, alimler, dervişler yetiştirmek, Müslümanların Anadoluda zaferler kazanmasında manevi alt yapıyı oluşturmak için gayret ve himmet etmiştir.
Miladi 1198 yılında Harput' ta vefat etmiştir. Artukoğullarınca yapılan türbesi 1234 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından şehrin zaptı sırasında tahrip olmuştur.
1518 yılında var olan Seyyid Baba Mansur Hazretlerine ait mescit türbe ve zaviye sonradan çeşitli sebeplerle yıkılıp yeri arsa şeklinde kalmıştır.
Seyyid Baba Mansur Hazretlerinin yerinin keşfi şöyle olmuştur:
Bitişik evlerden birinde oturan Şahande Hanım rüyasında ak sakallı, nurani çehreli bir zatı görür. O zat ' Üstüme pis su döküyorsunuz, ya dökmeyin ya da yerimi değiştirin . ' diye ihtar eder. Üçüncü defasında kadının ' Ben fakir biriyim bu işi nasıl yapabilirim? ' demesi üzerine o nurani zat ' Öyleyse git Beyzade Hz. 'lerine haber ver.' diyerek kaybolur.
Şahande Hanım, sabah erkenden Beyzade Hz' lerinin konağına gider ve gördüğü rüyaları anlatır. Beyzade Hz' leri müftüye ve evkaf dairesine haber gönderir. Müftü evkaf dairesinden bir heyetle ve diğer zevatla birlikte Şahande Hanımın gösterdiği yeri kazdırır. Büyük bir lahit, bir bayan ve ikide çocuk mezarı çıkar. Erkeğin mezarı açılınca asırlarca önce gömülmüş olan bu zatın sanki dün ölmüş gibi hiçbir tarafının çürümediği ve mezar taşında ise isminin Baba Mansur olduğu görülmüştür.
İki katlı binanın iç kısmı orijinal şeklini korumaktadır. Üst katta namaz kılınıp, zikir çekilmektedir. Türbe olan kısmında ise ailesi ile birlikte Seyyid Baba Mansur 'un mezarları bulunmaktadır.




                                                   ARAP BABA MESCİDİ VE TÜRBESİ




Bu türbe Kılıçarslan'ın oğlu Keyhüsrev'in zamanında onun istek ve emriyle Şaban'ın torunu ve  Arapşah'ın oğlu Sahibü'l-Atayavel-İhsan olan Cenab'ı Hakk'ın rahmetini rica eden Yusuf tarafından Hicret'in 678 (1279-1280 ) yılında yapılmıştır.


Bu mescit 5.5 x 5.5 m genişliğinde olup, kıblede 1.5 x 2.5 m yüksekliğinde mavi lacivert ve patlıcan moru çinilerle yapılmış bir mihrabı, sağında ve solunda iki ufak penceresi vardır. Mescidin tavanı tonoz halinde tek kubbeli 4 m yükseklikte olup üstü kurşun kubbe ile kaplıdır.


























 İç mescide,sağ taraftan 75 x 135 cm ebadında kenarlı bir taş kapıdan diğer hücreye girilir. Bu hücre, Arap Baba'nın tam üstünü teşkil eder. Altta kıble cihetinden 75 x 90 cm bir kapıdan türbeye girilmektedir.




Girişin küçük olmasının sebebi de saygıdan eğilmek içinmiş.

Türbenin tavanı kırmızı tuğlalarla yapılmıştır. Türbede günümüze kadar ulaşan cesedi bozulmamış Arap Baba isimli bir yatır bulunmaktadır.























Arap Baba'nın hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ancak efsanevi bilgilere dayalı söylentiler mevcuttur.Bu bilgiler ışığında onun 1200 'lü yıllarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Ancak mevcut türbe binasının yapılış tarihi ise kitabete göre 1276 yılını gösterir. Burası Selçuklu döneminde yapılan bir mahalle mescididir. Arap Baba' nın Na' şı bu mescidin ölü konulan yerinde bulunduğundan buraya Arap Baba Türbesi demiştir. Yine kitabeye göre bu mescidi yapan zatın ismi deYusuf Bin Arabi Şah' tır.
Halk arasında Arap Baba hakkında  anlatılan en yaygın efsanelerden biri şöyle; Harput' ta meydana gelen bir kuraklık sonucu halk yağmur duasına çıkar. Ancak bir türlü yağmur yağmaz.Selvi isimli bir kadının gördüğü rüya üzerine bir ölü başının suya atılması gerektiği ifade edilir. O sırada mescidin ölü hanesinde bulunan garip bir adamın başı kesilerek suya atılır. Günlerce yağan yağmur sonucu bu seferde halk yağmurun dinmesi için duaya çıkar. Yağmur bir türlü dinmez. Yine aynı kadın kesilen başın getirilerek yerine konmasını önerir. Ölünün başı bulunarak tekrar ölü hanede bulunan cesedin yanına konur ve yağmur durur. Cesedin uzun bir süre çürümemesi üzerine bu Zat' ın Allah' ın sevgili bir kulu olduğu düşünülür Bu çürümeyen ceset günümüze kadar aynı yerde bir sanduka içinde saklanır.
Arap Baba' nın cesedi bugün bile çürümeden aynı yerde saklanmaktadır. Daha önce bu cesedi ziyarete gelenler bu çürümeyen cesedi görebilirlerdi. Bugün bu cesedin görülmesi uygun görülmediğinden men edilmiştir.




    Türbenin duvarlarınadaki beyazlar ise o dönemde kıtlık sebebiyle su olmadığı için yumurta akı ve süt karıştırılarak yapılmış.















                                                                                                                                                   Türbeden bakıldığında bu müthiş manzarayı görüyorsunuz.
























                                                                           SARAHATUN CAMİİ























Cami, ilk defa Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan' ın annesi Sarahatun tarafından ( hicri 773- miladi 1463 ) ahşap olarak, hicri 993 yılında 3. Murat devrinde ise Hacı Mustafa tarafından tamir edilerek yeniden yaptırılmıştır,Harput Müftüsü Hacı Ahmet Efendi' nin gayretleri ve halktan toplanan yardımlarla ( hicri 1259-miladi 1843) bugünkü durumuna getirilmiştir.
Cami kare planlı, orta kısmının üzeri dört kalın sütuna dayanan kubbeli, kenarları ise tonozla örtülüdür.Mihrap mermerlerden olup sade niş halindedir.Minber taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Minaresi 1898 yılında iki renk körpe taşından yağılmıştır.




                                                                    Tavanı ayrı güzel, yeri ayrı güzel.


   








                                                                         ULU CAMİ



M.S.1156-1157  Harput hükümdarı Fahrettin Karaarslan tarafından yaptırılmıştır. Harput'un en önemli ve en eski yapısıdır. Dikdörtgen planlı, duvarları kırma taştan, kubbe kemerleri ve minare tuğladan yapılmıştır. Artukoğulları devrinde yapılan Ulu Cami Anadolu'nun  en eski camileri arasındadır.
Eğri minaresi, avlu ve revakları ile ünlüdür.
Ulu Camide de sıva olarak yumurta akı ve süt kullanılmıştır.



                                                                              Dış Avlu



İmam hutbe okuduğu zaman üstten üç basamak aşağıdan okur. En üst basamakta Peygamber okumuştur.




                                          






















KÜLTÜR EVİ








                                                                                                                       Bu bardak üç kademe olarak büyür                                                                                                 ve küçülür.



Kürsübaşı Konukevi  Halaybaşı Osman Bulut

                                                  






Harput Tepesi





Bu güzel üzümler de Elazığ' da bulunduğumuz sürece bize ev sahipliği yapan Mehmet arkadaşımızın bağından bizim için özel olarak toplanmadan ayrılmıştı. Bunları kendi ellerimizle bize toplatma zevki yaşattığı için tekrar teşekkürler.





















                   







                                                              KAYRA ŞARAPLARI

                        Kayra Şarapları' nın açıldığı kapı işte burası. Oldukça modern ve temiz bir tesis.                                                          Boğazkere ve Öküzgözü üretimi yapılıyor.



























                                                             Bu tesis Eski Bağlar mevkiinde bulunuyor.

























                                                                             Öküzgözü




Şimdi de bu güzel tesisdeki şarap üretimini inceleyelim.








                                                       
                                                                        şişeleme makinası


                                                               sap ve çekirdek ayırma makinası


                                                    Yıllandırılmak için fıçılanan özel üretim şaraplar




                                                                 KEBAN BARAJI


Bu proje Menderes döneminde başlamış,temelini Demirel atmış ve açılışını Ecevit yapmış. İlk temel 1965 ' te atılmış. 1974' te ilk dört trübün  açılmış.Tamamı ise yani sekiz trübün 1981 yılında açılmış.
Keban 125 km göl havzasına sahiptir. Karakaya Barajı, Atatürk Barajı ve büyüklük olarak 3. sırada Keban Barajı gelir.





























































                    Keban Barajı' nın en üstünde Kenan Evren Köşkü' nden bu manzarayı görebiliyorsunuz.                                                                                  Kenan Evren 1981 yılında burayı ziyarete gelmiş.









                                                  Barajın üzerinde alabalık üretim çiflikleri de mevcut.




                                                        Barajda balık tutan kadın ile gurur duydum.








                                                                              PERTEK KALESİ


































                                                 Kalenin bulunduğu adada suların çekilme izi çok belli oluyor.
































                                                                        ŞEFİK GÜL KÜLTÜR EVİ



                                                                         Evin orijinal resmi























Sokak kapısının iki adet tokmağı mevcut. Alt tokmak kadınlar için ve hafif bir ses çıkartıyor. Üst tokmak ise erkekler için oldukça tok bir ses çıkartıyor.

















 eski kömürlü ütü






























Duvarlardaki sandık şeklindeki dolaplar





 İp eğirme aleti 
 









































                                                                               Bileği taşı



                                                         Bu güzel evin arka bahçesi de çok güzel.




























                 Elazığ çarşılarını da gezdik elbette. Meşhur vişne dondurması gerçekten çok güzeldi.



                                     

Alışveriş sonrası valiz almak durumunda kaldık.






                                                 

















                                                                Caddeleri çok güzel süslemişler.





Gürbüzler'den, her türlü organik bakliyat ürünlerinden, çerezlerden, baharatlardan, porçik (içinde hiç katkı yok ) vb ürünlerden gönül rahatlığı ile alabilirsiniz. Eğer isterseniz kargo ile de gönderebiliyorlar.









Bu resmin yorumunu size bırakıyorum. Şunu söylemem gerekir o sırada bölgede Tarım Fuarı da vardı.


                                                                      ÇIRÇIR ŞELALESİ


Çırçır Şelalesi, Keban ilçesinde bulunmaktadır. Yüksekten doğup aşağı doğru akıyor. 40 yıllık en genç şelale. Bölgede, Keban ilçesine yakın olan Ağın ilçesinin kumuyla kavrulmuş nohutu çok meşhurdur.










Burası alabalık ürünlerinde gerçekten bir çağ aşmış. Biz Alabalık Katmer yedik ve arkasından çok mükemmel bir irmik helvası çok iyi geldi.




























Burası Sivrice Bölgesi' nde Hazar Gölü' nün kenarında tabiatın mükemmel olduğu bir yer. Elazığ halkı bu bölgeyi genelde yazlık olarak kullanıyor.






















































Bu güzel restaurant Hazar Gölü'nün hemen kıyısında yer almaktadır. Hazar Gölü, Türkiye' nin en büyük 3. gölüdür.













                                                                        Kürk tren istasyonu










             Özel yöresel yemekleriyle kilo almama sebep olan Kamil Bey' e de çok teşekkür ederim.














                                                                                      alıç























                                                                 
                                           Belki biraz komik olacak ama Elazığ' a gidip Antepli Ehil Künefe' de tatlı yedik.























                                    Peynirli ekmek tatlısı                                                                                                      Taş ekmeği




Palu Tava                                                                          Sırın


   
                                                           



kurutulmuş dolmalar



çiğ köfte



gömme

















Bu resimlerin ne olduğunu anlamanız gerçekten zor. Otelin camını farketmeyen kuşların çarpması ile oluşmuş toz kalıntıları.






Sevgili eşim gezinin sonunda GAKGO sertifikasını aldı.
 
                          GAKGO

1- Yiğitlik
2- Mertlik
3- Doğruluk
4- Dürüstlük
5- Çalışkanlık
6- Misafir Perverlik
7- Alçak Gönüllülük
8- Cömertlik








                                                                       En küçük GAKGO'muz










                                                                           VEDA ZAMANI


                                    Çok güzel dostluk ve anılarla ayrıldığımız Elazığ' dan son bir hatıra fotoğrafı.